30 Haziran 2011 Perşembe

Hastane Çantası





Henüz 32. haftada olmama rağmen hastane çantası hazırlıklarına başladım bile. Ne olur ne olmaz, eğer Zeynep de benim gibi sabırsızsa her an gelmeyi düşünebilir. Ayrıca kişilik olarak da her gün ertesi gün giyeceği kıyafetleri hazırlayan ya da tatile çıkmadan yaklaşık 1 ay önce her eşyası hazır olan biri olarak aslına bakarsanız geç bile kaldım bu hastane çantası işi için....Genel olarak bu özel gün çantasında bulunması gerekenleri araştırmaya kalktığımda her dergide ya da sitede farklı farklı malzemelere yer verildiğini gördüm. Yeni hamile olacaklar ya da daha erken haftalarında olanlar için faydalı olur düşüncesiyle bir derleme yaptım. Eğer mükemmeliyetçi bir insansanız bu listeye eklenemeyecek şey yoktur ama bence çok da abartmamak lazım.

 İşte genel olarak bir doğum çantasında bulunması gerekenler...


Benim için:
  •              Ön tarafından açılan  Gecelik, sabahlık
  •             Diş fırçası, diş macunu
  •             Saç fırçası, saç tokası, kozmetik
  •           sıcak tutan Çorap, terlik
  •      Toka, ayna, tarak, jöle
  •            Emzirme sutyeni, iç çamaşırı
  •            Göğüs pompası, göğüs pedleri
  •      göğüs ucu kremi
  •            Hijyenik pedler
  •      Kullan-at külotlar
  •        Dudaklarımın kurumasına karşı nemlendirici
  •       Rahat ettiğim bir yastık, şal, havlu( bornoz)
  •    kirli torbası
  •   Doğum sırası atıştımalıklar( özellikle ağızda eriyen şekerler )
  •    Eve dönüşte giymek için rahat bir kıyafer
  •    Rahatlatıcı müzikler/kulaklık   

Baba için:

  • Kişisel bakım eşyaları (kıyafet, diş fırçası, traş malzemeleri, vesaire
  •   Fotoğraf makinesi, kamera
  • şarjlar, ses kayıt cihazı, nazarlık, kimlik
Zeynep için:

  • Kolsuz body ( 2adet)
  • Yarım kollu body (2 adet) 
  • Tulum (2 adet) 
  • Çorap ve patik (mevsime göre)  
  • Şapka Eldiven Yelek ya da hırka (mevsime göre) 
  • Saç fırçası 
  • Bakım seti (tırnak makası, ateş ölçer, burun aspiratörü vb.) 
  • Bebek bezi 
  • Islak mendil 
  • Gazlı bez 
  • İsteğe göre biberon ve emzik  
  • Altını değiştirirken sereceğiniz kalınca örtü yada ince bir minder  
  • Delikli, yumuşak bir battaniye ya da hafif bir pike (mevsime göre) 
  • Yan yatırma yastığı 
  • Yatak takımları  
  • Havlu Pişik kremi, 
  • pudra 
  • Vücut losyonu 
Devamı

27 Haziran 2011 Pazartesi

Gebelikte Tansiyon





32. HAFTA / 27 HAZİRAN 2010

Bu haftanın en sıkıcı gelişmelerinden biri de tansiyon düşüklüğü. Normalde tansiyon sorunu olmayan biri olarak öncelikle bu durumun beni çok yorduğunu söylemem gerekiyor. Gün içinde en kısa yürüyüşlerde bile birden üstüme çöreklenen basınç hissi ve baş dönmesi açıkça söylemeliyim ki ilk başta beni çok korkuttu. Sonrasında yine yardımıma koşan Google sayesinde gördüm ki hamilelikte bu tür durumlar normalmiş ve bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi de tansiyon düşüklüğüymüş.  Ve en güzel haber gebelik zehirlenmesine neden olan yüksek tansiyon olmasındansa düşük tansiyon olması gayet güzel bir habermiş. 


Bunun dışında bir sonraki yazıda da göreceğiniz üzere çalışan bir anne olarak bugün itibariyle doğum öncesi iznim başlamış durumda. Daha erken haftalarında olan anneler mutlaka bu konuda araştırmalarına şimdiden başlasınlar derim. 


Sonuç olarak her şey çok güzel gidiyor. Ufak tefek rahatsızlıklar beni hamileliğimin güzelliklerini görmekten alıkoyamıyor maalesef:))))




Ve işte Google'ın bu konuda bana diğer söyledikleri:


 Gebelikte Tansiyon Düşüklüğü ve Bayılma:


Gebeliğin ilk üç ayında meydana gelen hormonal değişiklikler, psikolojik etkenler, dolaşım bozukluğu ve tansiyonun aniden düşmesi gibi nedenlerle gebe bir kadında baş dönmesi ve baygınlık hissi gelişebilir. Bacak damarlarında kanın göllenmesi, kan şekerinin düşmesi, ani pozisyonun değişikliği, yorgunluk, damar yatağında mevcut sıvı miktarının artması ile dolaşımın yüklenmesi ve nispi olarak kansızlığın gelişmesi gibi nedenlerden ileri gelir. Ayrıca, gebeliğin daha geç dönemlerinde kadının sırtüstü yatmasına bağlı olarak hafif tansiyon düşüklüğü ve baş dönmesi görülebilir.

Alınması Gereken Önlemler:

Genel olarak hastalardaki ilk belirti: anlamada zorlanma ve yetersizlik, baş dönmesi ve görme bozukluğu şeklinde kendini gösterir. Baş dönmelerinde ve bayılma durumlarında yapılacak ilk müdahale hastayı sırt üstü yatırıp başının altına yastık koymadan bacaklarının yukarı kaldırılması gerekir. Gebe kadın, kendinde bu durumu hissettiği anda hemen oturmalı ya da uzanmalıdır. El ve ayak parmak uçlarının sıkıştırılması, yüzüne bir bezle soğuk su veya kolonya sürülmesi ile hastanın kendine gelmesi sağlanabilir. Bunlar yapılırken bir sağlık mensubu tarafından nabız ve tansiyonun kontrol edilmesi alınması gereken önlemler bakımından gerekli olduğu bilinmelidir.

Ani pozisyon değişikliklerinden, uzun süre aynı pozisyonda oturmaktan ya da ayakta durmaktan kaçınılmalıdır. Çünkü bu durum kanın göllenmesine ve baygınlık hissine neden olmakta, vücutta dolaşan kan miktarının azalmasına sebep olmaktadır. Sırtüstü yatarken önce bir tarafa yan dönüp uzanmalı, daha sonra oturur pozisyon alınmalıdır. Temiz hava rahatlatıcı olacağından sıcak ve kalabalık ortamlardan kaçınılmalı, hava akımına maruz kalmayacak şekilde kapı ve pencere açılmalı rahat ve ferah bir ortam sağlanmalıdır. Orta dereceli ekstremite ve solunum egzersizleri faydalı olabilir, yeterli derecede istirahat edilmesine, demir ve vitamin desteğinin yapılmasına, sık ve az yemek yemeye özen gösterilmelidir.
Devamı

25 Haziran 2011 Cumartesi

Bir Bebeğin Hıçkırıkları



Aslına bakarsanız ilk zamanlar ne olduğunu anlayamadığınız bir durum bebeğinizin karnınızın derinliklerinde hıçkırması. Her gebede farklı zamanlarda başlasa da benim zeynebimin hıçkırıkları yaklaşık iki hafta önce başladı. Yani gebeliğimin 29. haftasında. 

Önceleri kızımın küçük ve destekli tekmeleri ile karıştırdığım bu durumun kısa bir web gezisinden sonra hıçkırık olduğunu anladım. Nasıl bir duygu diye soranlarınız olacaktır mutlaka. açıklayayım efendim; farzedin ki kalbinizin dışında başka küçük bir kalp var ve bu midenizde atıyor. Hem de bir iki kere değil bir başladı mı yaklaşık 15 dakika sürüyor. Ya da benim kızım çok hıçkırıyor kim bilir? 
Ve işte bu hıçkırıkların bilimsel açıklaması:


Hıçkırık: Gebeliğin 24. haftasından sonra birkaç saniye aralıklarla gelen sert hareketler hissedebilirsiniz.dakikalarca ritmik olarak gelen bu hareketler bebeğinizin diaframında oluşan ritmik kasılmalar,yani hıçkırıklardır. Doğuma kadar da zaman zaman bazen sizi birle rahatsız edecek şekilde devam edebilir ancak herhangi bir olumsuzluğu işaret etmez.


Bilim böyle söylüyor. Aslında bilimin ne söylediği değil, sizin o anda ne hissettiğiniz önemli ve benim hissettiklerim malesef ki kelimelere yetmiyor. Şu anda tek düşündüğüm karnımın içinde hıçkıran güzel kızımı kucağıma alacağım gün ve gittikçe sabırsızlanıyorum..
Devamı

24 Haziran 2011 Cuma

Doğum Sırasında Atıştırma


31 Haftalık bir hamile olarak  bu aralar en çok araştırdığım konu doğum. Siteler arasında gezinirken prima.com'da çok faydalı makalelere rastladım. İşte onlardan bir tanesi...  


Doğum sırasında atıştırma


Doğum sırasında bir şeyler yiyebilir misiniz? Evet, fakat küçük miktarlarda tutun.

Anneannenize muhtemelen çocuklarını doğurduğu zaman şu söylenmiştir: Herhangi bir şey yeme! Bunun nedeni sadece gelenek değildir, aynı zamanda doğum sırasında verilen çok miktarda ağrı kesici ve sezaryan için kullanılan genel anestezikdir. Kadınlara yoğun şekilde yatıştırıcı verildiğinde veya bilinçsiz olduklarında nefes almalarını ve yutmalarını kontrol edemezler. Eğer bir kadın doğumdan hemen önce yemek yerse kusma ve mide içeriğini akciğerlere girme riski altındadır, bu da çok tehlikeli olabilir.

Bugün: Benzer Tavsiye, Farklı Nedenler

Bugün her şey çok farklı. Doktorlar artık kadınlara doğum için kuvvetli ilaçlar vermemektedir. Kadınlar uyanıktır,duyarlıdır, nefes almalarının ve yutmalarının kontrolüne tamamen sahiptirler. Yine de doğum sırasında besinlerin çoğundan kaçınmanız tavsiye edilecektir, bunun başlıca nedeni oluşabilecek rahatsızlıktır. Doğum ilerledikçe bazı kadınlar ağrı kesicilerin veya sadece doğumun yoğunluğu nedeniyle bulantı yaşarlar, eğer mideleri doluysa bu kusmaya yol açabilir.

Doğumun İlk Zamanlarında Güvenli Şekilde Yiyebileceğiniz Besinler

Her şeyi de kesmenize gerek yoktur. Aslında, yeni araştırmalar göstermiştir ki, aç kalmak mide asiditesini. Eğer doğumun ilk zamanlarında acıkırsanız (muhtemelen aktif doğum sırasında hiçbir şey yemek istemeyeceksiniz), çabuk sindirilen düşük yağlı besinleri atıştırabilirsiniz. Aşağıdakilerin hepsi iyi seçimlerdir:

  Hafif içecekler (elma suyu, yabanmersini suyu, çay, soda)
  Hafif çorbalar, et suyu
  Kızarmış ekmek (tereyağı sürülmeden), krakerler
  Sade makarna 


Eğer doğumun başladığını düşünüyorsanız, büyük, ağır bir yemek yeme güdüsüne direnin. Açlık spazmlarına dayanmanın ödülü daha rahat bir doğumdur. O zaman yukarıda verilen güvenli besinleri yiyin ve bebeğiniz doğduktan sonra kutlama yapın!
Devamı

16 Haziran 2011 Perşembe

Sanırım Bana Benziyorsun...

   
    



 29 HAFTA 4 GÜN


SANIRIM BANA BENZİYORSUN:)))))  


Canımın içi yaklaşık iki aydır sana yazmadığımın farkına vardım. Aslında küçük bir günlük daha var seninle konuştuğum ama o kadar meşgul olmuşum ki hazırlıklarla seninle buradan da dertleşmeye pek vakit olmamış. 
son ultrason fotoğrafın aşağıda işte. Gün geçtikçe büyüyor ve bir o kadar da bana benziyorsun. Her zaman ilk çocuk babaya benzer diye bir söz vardır ama bence sen de annen gibi farklılıkları seven bir kız olacaksın ve her zaman alışılmışın dışında hareket etmeye meyillisin. 
hareket deyince kızım ne kadar hareketlisin sen yahu:)))) sabah akşam hiç durmuyorsun. şu anda 32. haftaya girmek üzereyim ve senin hareketlerin karnımın dışından bile görülebilecek kadar güçlü. Kızma sakın bir şikayetim yok bu durumdan. Hatta tuhaf bir iletişim gelişmeye başladı aramızda. Sadece senin ve benim anlayabileceğimiz bir ilişki bu. Senin güzel tekmelerine benim ufak ve kimseye göstermeden gülümsememle cevaplanan bir ilişki biçimi bu ve inan bana çok eğlenceli. Bu haftadan itibaren sana seslenmelerime cevap veriyorsun. yani aslında şu anda tam bir bebeksin ama biraz daha beklemen lazım, sakın acele etme kızım olur mu?
Gelelim bilimsel gerçeklere....
BENİM YOLCULUĞUM....
Bu yolcuğu yaklaşık 14 kilo ile taçlandırmış durumdayım  şu an:))) çoğu insana göre bu kilo alımı çok olabilir ama ben buna katılmıyorum. Alacağınız kilolar diğer hamilellerle aynı olmak zorunda değil. Vücut yapınız ve metabolizmanız diğer insanlarla aynı olmadığı gibi. Çok aşırı olmamak kaydı ile alacağınız tüm kilolar size özgü bunu unutmayın. Mesela ben kilo almaya elverişli biri olduğum için hamilelikte de hızlı kilo aldım. Tabi benimle birlikte zeynebim de öyle.
Her ne kadar kilo alımı problem olmasa da tansiyon düşüklüğü ve ani kramlar bu aralar en büyük problemim. Ama bunlar da beni hamileliğin dingin ruh halinden uzaklaştıracak kadar şiddetli değil...Gelelim sana...
SENİN YOLCULUĞUN
Aşağıdaki ultrason resminde de göreceğin üzere iki kiloya yaklaştın. boyun ve kilon gayet normal ve her kontrolde bitmek bilmeyen hareketlerin ile doktoru bezdirmeye devam ediyorsun:))) Aferin benim kızıma....
Şu anda doğsan tamamen oluşmuş bir bebeksin ama doğa sana 8 hafta daha beklemeni öneriyor umarım beklersin:)))
Ha bu arada çok güzel kıyafetlerin ve eşyaların var. Doğunca sen de göreceksin ki bu açıdan da çok şanslı bir bebeksin. Tabi bir de kız olunca seçenekler çoğalıyor....

Klasik olacak ama seni çok ama çok seviyorum canım kızım:)))
Devamı
Tema resimleri Ollustrator tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.

© 2011 Zeynep Ceylan, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena | Türkçeleştiren: Furkan Özden